Rize'den Gazze'ye Çığlık: Sessiz Yürüyüşler Devam Ediyor

Rize'de görev yapan doktorlar, sağlık çalışanları ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek için düzenledikleri sessiz yürüyüşlere bir hafta daha ara vermeden devam ediyor.

Türkiye genelinde hekim ve sağlık çalışanları da Gazze'deki insani krize dikkat çekmek amacıyla benzer protestolara katılıyor.

Rize'deki yürüyüşün 58. haftasında İsmail Kahraman Kültür Merkezi önünden 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı'na kadar süren eylemde, katılımcılar Gazze'deki sağlık krizine ve sivil halkın yaşadığı trajediye dikkat çekti.

15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan açıklamada ise Gazze'deki ablukanın insanî yardım girişi ve dağıtımına engel olduğu, yardım ekipleri ve su kaynaklarına yönelik saldırılarla birlikte kasten organize edilmiş bir kıtlığa sebep olduğu vurgulanan açıklamada, “Gazze’deki dehşet verici ablukanın 442. gününde, sessiz yürüyüşümüzün 58. haftasında bildirimizi okumak için toplanmış bulunuyoruz. Bizler; memleketimizin dört bir yanında görev yapan hekim ve sağlık çalışanları olarak Gazze’deki sağlık krizini bir yılı aşkın bir süredir, büyük bir endişe ve öfke ile takip etmekteyiz. Sahada çalışan gazetecilerden, Gazzeli meslektaşlarımızdan, insanî ve uluslararası yardım çalışmaları yapan kuruluş ve organizasyonlardan bize ulaşan bilgiler; durumun vehametini tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir.

Gazze’deki ablukanın; insanî yardım girişi ve dağıtımına engel olduğuna, yardım ekipleri ve su kaynaklarına yönelik yoğun saldırılarla birlikte kasten organize edilmiş bir kıtlığa sebep olduğuna tanık olmaktayız. Şu anda nüfusun yüzde 96'sı giderek artan gıda güvencesizliği ile karşı karşıya. Gazze ve refah sınır kapısında 600’a yakın çocuk hasta, kronik hastalıklar nedeniyle tedavi beklemekte ancak yalnızca çok kısıtlı sayıda hastanın tedavi amaçlı tahliye edilmesine müsaade edilmektedir. Bu çocuklar yaşam ile hayat çizgisi arasında sıkışıp kalmış durumundalar. Hekimler olarak bu çocukların Gazze'den tahliye edilmesi için İsrail üzerindeki uluslararası baskının arttırılması çağrısında bulunuyoruz.” İfadelerine yer verildi.

İsrail'in sivil halka yönelik katliamları, yerleşim alanlarının yok edilmesi ve 20 günlük Ayşe bebeğin donarak ölmesi gibi olaylara dikkat çekilen açıklamada, ayrıca, Kemal Advan Hastanesi'ne yapılan saldırılar ve Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) İsrail'i "Gazze Şeridi'nde etnik temizlik yapmakla" suçladığı rapor bilgisine de yer verilerek şunlar kaydedildi: “Gazze’nin her yerinde; insansız hava araçlarıyla, keskin nişancılarla, hava ve kara bombardımanıyla; sivil çocuklara, kadınlara ve erkeklere yönelik katliamlar gerçekleştiriliyor. %70'i kadın ve çocuklar olmak üzere 45 binden fazla insan İsrail saldırılarında hayatını kaybetti. Yerleşim alanlarının kasıtlı olarak yok edildiğine şahit olduk. 400 günü aşkındır evlerinden sürülen, güvencesiz koşullar altında yaşamaya zorlanan kardeşlerimizin mazlumluğuna şahit olmaktayız. Son olarak israilin "güvenli bölge" ilan ettiği ve sivilleri sığınmaya zorladığı sahil şeridindeki Mevasi bölgesinde 20 günlük Ayşe isimli bir bebeğin donarak öldüğü haberini büyük bir üzüntüyle aldık. Binlerce insan soğuğa terk edilmiş durumda…

Gazze’nin kuzeyindeki saldırılar Kemal Advan Hastanesi ve çevresinde yoğunlaşıyor. Hastaneye zarar veren saldırılar yoğun bakım ünitesinde yangın çıkmasına neden oldu. Son günlerde şiddetli saldırılara maruz kalan hastane sadece kısmen çalışabiliyor. Öte yandan; Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), perşembe günü yayınladığı ve 14 aydır devam eden çatışmaları belgeleyen raporunda İsrail'i "Gazze Şeridi'nde etnik temizlik yapmakla" suçladı. Rapor, sağlık tesislerine yönelik hava saldırıları ve insani yardım konvoylarına doğrudan ateş açılması da dahil olmak üzere MSF personeline 41 defa saldırıldığını gösteriyor.

Soykırımın sonuçlarının önlenmesi ve iyileştirilmesinde; sağlık sisteminin, hastanelerin ve sağlık profesyonellerinin rolü muhakkak büyük önem arz etmektedir.

Sağlık çalışanları ve sağlığı koruyanlar olarak bizim için değerlerimiz, en az teknik becerilerimiz kadar önemlidir. Bu soykırıma seyirci kalacak değiliz! Bu nedenle memleketimizin her tarafından yükselen seslerimizi; sivillerin hedef alınmadığı, güvenli koşullarda çalışabilmeyi talep eden Gazze’li meslektaşlarımızın sesleriyle birleştiriyoruz.”

Açıklamada, uluslararası topluma çağrıda bulunularak Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanması, ablukanın kaldırılması ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılması gerektiğini belirtilerek şöyle denildi: “Uluslararası toplumu, devletleri ve ilgili yönetimleri Gazze halkına karşı yapılan soykırım ile ilgili bir kez daha uyarıyor ve şunları talep ediyoruz: Acil bir şekilde kalıcı ateşkes sağlansın! Gazze’deki abluka kaldırılsın! İnsanî ve tıbbî yardımlarla beraber tıbbî yardım sağlayacak heyetlerin Gazze’ye girişi sağlansın! Sağlık tesisleri ve sivil altyapı korunup tahrip olanlar ise yeniden inşa edilsin!”

Sağlık çalışanlarının meslektaşlarının ve Gazze halkının yanında olduklarını vurguladığı açıklamanın sonunda, protestoların kararlılıkla devam edeceği ifade edilerek, tüm toplumlar ve devletler bu zulme karşı harekete geçmeye davet edilerek şunlar kaydedildi: “Bu sonuçlara ancak; Gazze ve Lübnan'da yaşamı korumaya yönelik uluslararası bir siyasetle, İsrail'e yönelik somut siyasî ve iktisadî yaptırımlar yoluyla ulaşılabilir.

Bizler tüm toplumların ve devletlerin üzerine düşen görevi yapacağına inanıyor; herkesi bu apaçık zulme karşı elinden, dilinden gelen her şeyi yapmaya ve boykota davet ediyoruz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Rize Haberleri