'Türk Hekimleri Olarak Emeğimizin Değersizleştirilmesine Karşı Mücadele Ediyoruz'

HEKİM Birliği Sendika Genel Başkanı Dr. Yakup Gökhan Doğramacı, İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlene basın açıklamasında yaptığı konuşmada, "Türk hekimleri olarak, emeğimizin değersizleştirilmesine karşı mücadele ediyoruz" dedi.H

HEKİM Birliği Sendika Genel Başkanı Dr. Yakup Gökhan Doğramacı, İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlene basın açıklamasında yaptığı konuşmada, "Türk hekimleri olarak, emeğimizin değersizleştirilmesine karşı mücadele ediyoruz" dedi.

Hekim Birliği Sendikası, çalıştırma koşullarının ve eğitimin iyileştirilmesi, teşvik ödemelerinin zamanında yapılması ve hekimlere karşı şiddetin önüne geçilmesine ilişkin İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya 25 şube başkanı ve üyeleri katıldı. Açıklamayı yapan Hekim Birliği Sendikası Genel Başkanı Dr. Yakup Gökhan Doğramacı, "100 yıldır Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahramanlarımızın izinde yürüyoruz, yürümeye de devam edeceğiz. Tıpkı 1922'deki kahramanlarımız gibi, biz de bugün sağlık alanında mücadele veriyor, Türk hekimleri olarak, emeğimizin değersizleştirilmesine karşı mücadele ediyoruz" dedi.

'HEKİMLERİMİZE YAPILAN HAKSIZLIKLAR KABUL EDİLEMEZ'

Teşvik ödemelerinin zamanında yapılmadığını ve sürekli azaldığını belirten Doğramacı, "Hekimler olarak "teşvik" adı altında daha fazla çalıştırılıp, daha az ücret ödenen bu havuç - sopa ikilemindeki sömürü düzenine karşı tepkiliyiz. Bu durum, sadece bizim emeğimizin değersizleştirilmesi anlamına gelmiyor; aynı zamanda sağlık hizmetlerinin kalitesini de düşürüyor. Her ay keyfi olarak açıklanmayan ve belirlenmeyen teşvik oranları, çözümden çok sorunun bir parçasıdır. Maaşla birlikte ödenmesi gereken teşvik ek ödemelerinin haftalarca geciktirilmesini kabul etmiyoruz. Bu belirsizlik, çalışma motivasyonumuzu olumsuz etkiliyor, mesleki onurumuzu zedeliyor" diye konuştu.

Taleplerinin tüm gelirlerinin yüzde 80'inin tek kalem maaş olarak ödenmesi ve yüzde 15 sabit vergi diliminin uygulanması olduğunu dile getiren Doğramacı, "Bu taleplerimiz, yalnızca ekonomik bir talep değil aynı zamanda mesleğimizin saygınlığına duyduğumuz saygının da bir gereğidir. Bizler, emeğimizin karşılığını almak istiyoruz ve bu uğurda kararlılıkla mücadele edeceğiz" dedi.

'HEKİMLERİMİZİN MOTİVASYONUNU KIRILMAKTADIR'

Diş hekimlerine yönelik adaletsizliklerin kabul edilemez bir başka gerçek olduğunu söyleyen Hekim Birliği Sendikası Genel Başkanı Yakup Gökhan Doğramacı, şöyle devam etti:

"Ek ödemeler tüm hekimlerimiz için düşerken pandemi kahramanları diş hekimlerimizin ek ödemeleri daha dramatik şekilde düşüyor. Bu durum, sağlık sistemimizin genelinde bir zafiyet yaratmakta ve hekimlerimizin motivasyonunu kırmaktadır. Diş hekimlerimizin emeklerinin değersizleştirilmesine asla izin vermeyeceğiz. Ayrıca, üniversitelerde görev yapan hekimlerimizin, kamuda çalışan meslektaşlarına göre daha az ek ödeme alması da büyük bir adaletsizliktir. Üniversite hekimlerimiz, aylık sadece 2 bin TL ek ödeme alabiliyor. Bir aylık emeğin karşılığı, bir günlük yevmiyeye denk gelmiyor. Hekimlerimizin aldığı saatlik nöbet ücretleri, asgari ücretin de altında kalıyor. Emeğimize, eğitimimize ve sorumluluğumuza uygun, adil bir ücret sistemi kurulmalıdır. Bu adaletsizliklerin son bulması için tüm gücümüzle çalışacağız."

'AİLE HEKİMLERİNİN ROLÜ HAYATİDİR'

Aile hekimliğinin, sağlık sistemin bel kemiği olduğunu belirten Doğramacı, "Vatandaşlarımızın sağlık sorunlarının ilk çözüm noktası olan aile hekimleri, sevk sekreteri değildir. Aile hekimleri, sağlık sisteminin dinamik ve vazgeçilmez bir parçasıdır; onların asli görevi, hastaları doğru bir şekilde yönlendirmek, koruyucu sağlık hizmetlerini sunmak ve toplum sağlığını geliştirmektir. Ancak, aile hekimlerimizi sadece birer sevk memuru gibi görmek hem mesleki saygınlığımızı zedelemekte hem de sağlık sistemimizin etkinliğini azaltmaktadır. Halkımızın sağlık sorunlarında ilk başvurularını aile hekimlerine yapması, doğru tanı ve tedavi sürecinin en önemli adımıdır. Bu nedenle, aile hekimlerimizin rolü ve sorumluluğu çok büyüktür. Onların iş yükünü artıracak, mesleki saygınlığını zedeleyecek her türlü uygulamaya karşıyız. Aile hekimlerimizin hak ettiği saygıyı görmesi ve uygun çalışma koşullarına sahip olması, sağlık sistemimizin güvencesidir" dedi.

Sağlıkta şiddet konusuna "sıfır toleransla" yaklaşılması gereken bir diğer önemli sorun olduğunu söyleyen Doğramacı, sağlıkta şiddetin, sadece bireylere değil, tüm topluma zarar verdiğini kaydetti. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının güvenli bir çalışma ortamında hizmet vermelerinin, toplum sağlığı açısından kritik öneme sahip olduğuna dikkati çeken Doğramacı, "Şiddet olaylarının önüne geçmek, sadece yasal düzenlemelerle değil aynı zamanda toplumun bilinçlenmesi, hekim ve sağlık çalışanlarına saygı duymasıyla mümkündür. Sağlıkta şiddete karşı topyekün bir mücadeleye ihtiyaç var. Bu konuda kararlılıkla duracağız ve gerekli tüm adımların atılmasını sağlayacağız" dedi.

'ASİSTAN HEKİMLERİMİZİN HAKLARINI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ'

Asistan hekimlerinin, sağlık sisteminin bel kemiği olarak büyük sorumluluklar taşıdığını ifade eden Doğramacı, "Ancak bu genç meslektaşlarımız, sadece mesleki yükümlülüklerle değil, aynı zamanda eğitim zorlukları, ağır iş yükü ve adaletsiz uygulamalarla da mücadele ediyor. Bu durum, mesleki gelişimlerini engelliyor ve tükenmişlik sendromuna yol açıyor. Asistan hekimlerimizin nöbet ertesi izin haklarının ihlal edilmesi hem onların sağlığını hem de hastaların güvenliğini riske atıyor. Ayrıca, eksik ödenen nöbet ücretleri ve zorunlu icap nöbetleri, adaletsiz bir çalışma ortamı yaratıyor. Bu durumu kabul etmiyoruz ve sonuna kadar mücadele edeceğiz. Eğitim sürecinin kalitesizleşmesi de geleceğimizi tehdit ediyor. Asistan hekimlerimiz, yoğun iş yükü nedeniyle yeterli eğitim alamıyor. Bu gidişat durdurulmalı. Eğitim standartları iyileştirilmeli ve hekimlerimizin mesleki gelişimi sürekli desteklenmelidir" diye konuştu.

Doğramacı, "Hekimlerimize yönelik baskılar sadece çalışma koşullarıyla sınırlı kalmamakta aynı zamanda hukuka aykırı görevlendirmelerle de kendini göstermektedir. Geçici görevlendirmelerin hukuka aykırılığı bir yana en son Sinop'ta hayatını kaybeden genç meslektaşlarımızın daha yerdeki kanı kurumadan, geçici görevlendirmeler aynı şekilde devam ettirilmektedir. Bu durum, kabul edilemez ve derhal son bulmalıdır. Hukuka aykırı ve keyfi geçici görevlendirmelerle hekimlerimizin hayatını tehlikeye atanlara karşı sessiz kalmayacağız. Genç meslektaşlarımızın yaşamını yitirdiği bu acı olaydan ders çıkarılmalı ve hekimlerin güvenliğini tehlikeye atan tüm uygulamalara son verilmelidir. İş kazalarının önlenmesi için etkili tedbirler alınmalı, hekimlerimize gereken saygı gösterilmelidir" dedi.

'SAYGI GÖRMEYİ HAK EDİYORUZ'

'Türk hekimleri olarak, emeğimizin karşılığını almayı ve saygı görmeyi hak ediyoruz" diyen Doğramacı, şöyle devam etti: "30 Ağustos Zafer Bayramı'nın coşkusuyla, ülkemizin dört bir yanında büyük bir özveriyle görev yapan hekimlerimiz, tıpkı Kurtuluş Savaşı'ndaki kahramanlarımız gibi, her türlü zorluğa karşı mücadele etmeye devam edecektir. Tek bir hedefimiz var; hekimlik emeğimizin karşılığını almak ve bu saygın mesleği layıkıyla icra edebilmek. Bu mücadelede kararlıyız ve asla geri adım atmayacağız. Bir araya geldiğimiz bu an, mücadelemizin gücünü ve birliğini perçinleyen önemli bir buluşmadır. Birlikte güçlüyüz. Beraber çalışarak daha da güçleneceğiz. Bugün, temiz bir sayfa açıyor ve hep birlikte, yeniliklerle dolu bir döneme adım atıyoruz. Hepinizin ve hepimizin değerli olduğunu, bu büyük mücadelede her birinizin önemli bir yere sahip olduğunu bilmenizi isterim. Kurumsal bir yapı kazandırarak, temellerimizi sağlamlaştırdık. Ama bu sadece bir başlangıç; daha da genişleyecek, daha da büyüyeceğiz."

'DEPREMZEDE HEKİMLERİMİZİ UNUTMADIK'

Deprem gölgesinde çalışan hekimlere de değinen Doğramacı, "Deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışan hekimlerimiz ve depremzede hekimlerimiz, tıpkı Kurtuluş Savaşı'ndaki kahramanlarımız gibi, insanüstü bir gayretle görev yapmaktadır. Hekimlerimizin gösterdiği fedakarlık, dayanışma ve azim, milletimizin güçlü ve birleştirici ruhunun bir yansımasıdır. Ancak, bu hekimlerimizin de desteklenmeye ve hak ettikleri saygıyı görmeye ihtiyacı vardır. Deprem bölgelerinde görev yapan hekimlerimiz halen daha zor şartlar altında çalışmaktadır. Hekimlerimizin çalışma koşulları iyileştirilmeli, onlara gereken tüm imkanlar sağlanmalıdır. Deprem bölgesinde görev yapan hekimlerimiz ve depremzede hekimlerimiz yalnız değildir" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri