Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gabar'da Günlük Üretimde 37 Bin Varili Geçmiş Durumdayız; Buralar Uçacak, Uçacak (2)

MARDİN'DE DÜZENLENEN MİTİNGDE KONUŞTUCumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şırnak'taki programının ardından Mardin'e geçti.

MARDİN'DE DÜZENLENEN MİTİNGDE KONUŞTU

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şırnak'taki programının ardından Mardin'e geçti. Erdoğan'a, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, AK Parti İl Başkanı Vahap Alman ve AK Parti Mardin Büyükşehir Belediye başkan adayı Abdullah Erin eşlik etti. 15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Parkı'ndaki mitingde vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyaya kardeşlik dersi veren Mardin'imizde olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Burası şehirlerden bir şehir, beldelerden bir belde asla değildir. Burası insanıyla, kültürüyle, mimarisiyle, tarihiyle, farklı inançları barış içinde yaşatmasıyla dünyada eşi benzeri bulunmayan nadide bir şehirdir. Mardin yüzyıllardır bir iftihar tablosu gibi coğrafyamızı süslüyor. Okumasını bilene bir tarih kitabıdır, görmesini bilene bir açık hava müzesidir. Gönül gözü açık olana bir hikmet deryasıdır. Biz bu şehri tüm renkleriyle, güzellikleriyle seviyoruz" diye konuştu.

'MARDİN'E KENDİMİZİ TAM ANLATAMADIĞIMIZIN FARKINDAYIZ'

Mardin'e kendilerini tam anlatamadıklarının farkında olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son seçimlerde bunu bir kez daha gördük. Mardin'de arzu ettiğimiz oranlara maalesef ulaşamadık. Mevcut oy oranlarının Mardin ile aramızdaki muhabbeti yansıtmadığını biliyoruz. İnşallah bunu önümüzdeki seçimlerde hak ettiği seviyeye getireceğiz. Mardin'in bir evladı olan Abdullah Erin, mülki idare amiri olarak yıllarca ülkemize, milletimize ve bölgemize aşkla hizmet etmiş bir kardeşimiz. İlçe belediye başkan adaylarımız aynı şekilde başarılı ve vizyoner isimlerden oluşuyor. Çalışma Bakanımız Vedat Işıkhan, Mardin'in meseleleriyle, talepleriyle, projeleriyle zaten benim yanımda mesaisini veriyor. Biz de seçilmeleri halinde en güçlü desteği vereceğiz. Bu sefer Mardin'in tercihinin istismar ve kimlik siyasetinden değil eser ve hizmet siyasetinden yana olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

'GAZZE'YE YARDIMLAR KONUSUNDA NE GEREKİYORSA YAPIYORUZ'

Türkiye olarak ilk günden beri Filistin'e en çok destek veren, İsrail'e en sert tepkiyi gösteren ülkelerden biri olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gemi ve uçaklarla 40 bin tondan fazla insani yardımı bölgeye sevk ettik. Bugüne kadar 900'den fazla kanser hastası ve yaralı kardeşimizi aileleriyle birlikte ülkemize getirdik. Yani yardımlar konusunda ne yapılması gerekiyorsa yapıyoruz. Türkiye'nin Filistin davasına verdiği güçlü desteğin şahidi bizzat Filistinli kardeşlerimizdir. İçimizdeki bazı cahiller bilmese de Tayyip Erdoğan'ın dik ve dirayetli duruşunu çok iyi biliyor. Çünkü biz Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukuk mücadelesini 7 Ekim'de keşfetmedik. Gençlik yıllarımızın beri biz bu mücadelenin içerisindeyiz. Yarım asırlık siyasi hayatımızın her aşamasında Filistin'i savunduk. Filistin davasına sahip çıktık. Ömrümüzü adadığımız ve ağır bedeller ödediğimiz böyle bir konuda son dönemde kimi çevrelerin mesnetsiz ifadelerine rastlıyoruz. Öncelikle şunu ifade etmek isterim; her kim bu milletin Gazze ve Filistin davasındaki gayretini sorguluyorsa açıkça kendi insanına hakaret ediyor demektir. Her kim doğruluğuna, yanlışlığına bakmadan hiçbir şey yapmadılar diyorsa alenen iftira atıyor demektir. Bu tür asılsız ithamların AK Parti ve Cumhur İttifakı'ndan oy koparmak amacıyla dillendirilmesiyse tam manasıyla utanç vericidir. Hamas terör örgütüdür diyen CHP'nin listelerinden Meclis'e girenler, bilerek veya bilmeyerek CHP'nin seçim stratejisine hizmet edenler, kusura bakmasınlar Filistin konusunda bize ders veremezler. Hem "hiç yardım etmediler" diyeceksiniz, AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın oylarını bölerek Filistinli direnişçilere terörist iftirası atanlara seçim kazandıracaksınız. Bunun adı tutarsızlıktır, basiretsizliktir, hırsını aklının önüne geçirmektir. Böyle bir vebalin altına hiçbir vatandaşımızın gireceğini düşünmüyorum" dedi.

'DURUŞUMUZ, TAVRIMIZ BELLİDİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında, "Bir dönem AK Parti'nin ve şahsımızın gölgesinde yürüyüp de verdiğimiz mücadeleleri değersizleştirme peşinde koşanlara "veyl olsun" diyoruz. Ben tüm vatandaşlarımızın sadece siyaseten değil, vicdanen de en doğru kararı vereceğine yürekten bekliyorum. Dış politikada nasılsak iç siyasette de bizim duruşumuz tavrımız bellidir. Kırmızı çizgilerimiz ve hassasiyetlerimiz gayet nettir. 21 yıldır emanetini taşıdığımız aziz milletimize asla yalan söyledik. Gizli, saklı işler çevirmedik. En netameli meselelerde dahi insanımıza karşı daime dürüst olduk. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü darbecilere karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı'nda da bu ilkemiz değişmedi. Tıpkı daha önceki seçimler gibi, nerede ittifak olarak hareket ettiğimizi, nerede kendi adaylarımızla seçime girdiğimizi herkes biliyor, görüyor. Yani vatandaşın gözünden kaçırmaya çalıştığımız gizli, saklı işimiz yok. Cam gibi şeffafız. Bir de karşı tarafa bakıyorsunuz. Aman Allah'ım ortada ne şeffaflık var ne dürüstlük var. Ne de milli iradeye saygı var. "Kent uzlaşısı" diye bir şey uydurdular. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Belediyeleri DEM'le beraber yönetecekler ve DEM'siz yönetilecekler diye ikiye ayırmışlar. Bununla kalmamış DEM'lilerin kapısından girecekleri ve giremeyecekleri belediyeleri paylaşmayı ihmal etmemişler. Biri çıkıyor, "DEM'lileri kaldırımda görsem yolumu değiştiririm" diyor, bir başkası çıkıyor, "DEM'e oy verenleri belediyeye almam" diyor, ötekisi çıkıyor, "Size ne oluyor, biz anlaştık, belediyeleri beraberce yöneteceğiz" diyerek, tutmayın küçük enişteyi edasıyla posta koyuyor. Tüm bu sıkıntılar yaşanırken genel başkanlık koltuğunda oturan şahsı ya kimse takmıyor ya da mikrofonu eline geçiren kendisine had bildiriyor. Yani ortada siyasi ahlak namına, dürüstlük namına, şeffaflık namına hiçbir şey yok. İnsanına aklına bunları görünce, "nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça" diyen o meşhur şarkının sözleri geliyor. Gerçekten de tutarsızlık, ilkesizlik ve siyasi ahlaksızlık bunların adeta paçalarına akıyor. CHP'de tüm bunlar yaşanırken madalyonun öbür tarafına bakıyorsunuz orada da durum çok vahim. Lafa geldiğinde Kürtler adına konuşup, onları istismar edenler bu dalavereler karşısında çıkıp bir tek cümle kurmuyor, kuramıyor. Seçmenlerinin haysiyetini bile savunamayacak kadar acziyet içindeler. Türkiye son bir haftadır artık geride kaldığını düşündüğümüz tek parti faşizminin, en ilkel haline şahit oluyor. Ama kendilerince Kürt kardeşlerimizin iradesine ipotek koyanlar, sadece havaya bakıp ıslık çalıyor. Söz konusu CHP olunca, kuyruklarını kıstırıp olay yerinden uzaklaşmayı seçtiler. Soruyorum size. Son 21 yılda attığımız her demokratikleşme adımına karşı çıkanlar bunlar değil miydi? Her türlü engellemelere rağmen hak ve özgürlükler konusunda sessiz devrim gerçekleştiren bize demediklerini bırakmayanlar bunlar değil miydi? Yasakçı zihniyete karşı verdiğimiz mücadeleye rağmen sizinle aramızı bozmaya çalışanlar bunlar değil miydi? Şimdi aynı kesimler 2024 yılında tek partinin faşist ruhunu hortlatan CHP karşısında 3 maymunu oynuyor. Bunun takdirini, sırf kimlik siyaseti sebebiyle DEM'e oy vermeyi düşünen vatandaşlarımın en iyi şekilde yapacağına inanıyorum" diye konuştu.

'OY TERCİHİNDEN DOLAYI VATANDAŞA AYRIMCILIK YAPMADIK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne 30 yıllık belediye geçmişlerinde ne de 21 yıllık iktidarları döneminde, oy tercihinden dolayı vatandaşa ayrımcılık yapmadıklarını dile getirerek, şunları söyledi:

Burak EMEK- Salih KESKİN/ MARDİN, -

FOTOĞRAFLI

DHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri