Kimlik Siyaseti ve TRT Afrika

Ali Osman AYDIN

Kemal Kılıçdaroğlu bir video çekerek Alevi olduğunu açıklamış.

Müttefiklerin başını çektiği bir kesim tarafından bir kaç gündür yere göğe sığdırılamıyor.

Ali Babacan “Kimlikler üzerinden ayrıştıran zihniyeti reddediyoruz. Türk-Kürt-Laz-Çerkes hiç fark etmez. Herkes bu ülkenin eşit ve onurlu vatandaşı olacak” demiş.

Muhtemelen bu yersiz efelenmeye siz de hayret ediyorsunuzdur. Kılıçdaroğlu’nun alevi olduğunu bilmeyen mi vardı ki bu açıklamaya gerek duyuldu ve bu kadar önem atfedildi!

Hem ‘kimlikler üzerinden ayrıştırmayı reddettiklerini’ söylüyorlar hem de kimlik üzerinden yapılan bir açıklamayı alkışlıyorlar! Tutarlılık nerede kaldı?

Ayrıca Kılıçdaroğlu Sünni olsa ne olacak ki? Ki ben şimdiye kadar Kılıçdaroğlu hakkında Alevi ya da Sünni olduğuyla alakalı geniş kesimlerce herhangi bir tartışma yapıldığını hatırlamıyorum; Kılıçdaroğlu’nun siyasi meziyetleri söz konusu olduğunda onun inancı en son konuşulacak konulardan biridir. Kılıçdaroğlu farkında olmayabilir ama Türkiye özellikle Kürt ve Alevilerin kimliklerini ifade konusunda eski tartışmaları geride bırakalı çok oldu. Kabul etmek gerekir ki bu Erdoğan sayesinde oldu.

****

Kılıçdaroğlu’na siyasi kredi verilmemesinin nedenini Alevi kimliğine bağlamaya çalışanlar apaçık bir siyasi yetersizliği politik bir provokasyonla kamufle etmeye çalışıyorlar bence. Bir inkar varmış algısı yaratarak mağduriyet oluşturmaya çalışıyorlar. Varoluşunu red ve inkar politikalarına borçlu bir parti genel başkanının bunu yapması ayrıca ironik!

Kılıçdaroğlu şu kadar seçimi Alevi olduğu için kaybetmedi, tıpkı Erdoğan’ın şu kadar seçimi Sünni olduğu için kazanmadığı gibi.

Erdoğan, refah vaat ederek ve bunu belli ölçüde sağlayarak, merkezin dışına itilmiş kesimleri merkeze taşıyarak, orta sınıfı büyüterek, hak ve özgürlükler konusunda geçmişe nispetle mesafe alarak, askeri ve bürokratik vesayeti büyük ölçüde gerileterek, alt ve üst yapıda ülkenin çehresini bariz bir şekilde değiştirerek iktidarda kaldı.

Kendisinin iktidarda kalıp kalmayacağını yine bu konulardaki tutumu belirleyecek.

Kılıçdaroğlu ise bu konularda insanlara güven telkin etmediği için iktidar olamadı.

Alevi olduğu için değil, başörtüsüne bir metrekarelik bez parçası dediği, yasal düzenlemelere karşı soluğu Anayasa Mahkemesi’nde aldığı, sonradan bunları inkar ettiği, ve en sonunda da başörtüsü savunucusu haline gelecek tutarsız bir siyasi kariyere sahip olduğu için bunca zamandır küçük bir kısmı hariç, halkı ikna etmeyi başaramadı.

Sadece başörtüsü değil elbette dış politikadan askeri teknolojiye dek benzer zikzakları hep çizdi ve böylelikle bütün inandırıcılığını yitirdi.

Konuyu Aleviliğe bağlamak, meseleyi mezhep temelinde istismar etmeye çalışmaktan ve durduk yere toplumu manipüle etmeye çalışmaktan farksız bana kalırsa.

Kimse onun inancıyla ilgilenmiyorken, inancına itiraz etmiyorken ortaya çıkıp “Ben aleviyim” diyerek dini aidiyetine dikkat çekmesi bunun göstergesi.

TRT’den Büyük Adım: TRT Afrika

Trt’nin uluslararası yayın platformlarındaki çeşitliliği giderek artıyor.

Daha önce TRT World, TRT Arapça, TRT Russian, TRT Deutsch, TRT Français ve TRT Balkan’ı yayın hayatına kazandırarak dünyanın her bölgesine ulaşan TRT, şimdi de TRT Afrika ile kara kıtanın nabzını tutmayı amaçlıyor.

Amaç; sömürgeci medya ağlarının enformasyon üzerindeki tekellerini kırarak hikayesi, değerleri ve insanıyla gerçek Afrika'yı dünyaya göstermek.

Bu anlamda Afrika’da güvenilir haber kaynağı haline gelmek öncelikli hedef olarak belirlenmiş.

TRT Afrika 72 milyonu aşkın bir kitleye hitap edecek ve İngilizce, Fransızca, Swahili ve Hausa dillerinde yayın yapacak.

TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, Afrika’nın senelerce Batı medyasının tek yanlı haberciliğine maruz kaldığını vurgulayarak, bu büyük kıtanın gerçek tarihi, renkli kültürü, doğal güzellikleri, anlamlı hikâyelerinin bugüne kadar layığınca anlatılmadığını söylüyor. TRT Afrika'nın, Batının aksine Türkiye’nin Afrika’ya karşı yapıcı ve dostane yaklaşımının, medya sektöründeki tezahürü olarak doğduğunu da ekliyor.

Bu nedenle kanalın mottosu ‘Olduğu gibi Afrika’ şeklinde belirlenmiş. Yani Afrika’yı kan ve gözyaşının hiç durmadığı bir yer olarak lanse eden oryantalist bakış açısının çizdiği imaj bozulacak. Ve Afrika gerçekliği ‘olduğu gibi' ekrana yansıyarak dünyanın diğer ucundaki insanlara ulaşacak.

Kurgu haberlerle iktidarların sarsıldığı, kitle iletişiminin son derece önem kazandığı bir zamanda TRT Afrika çok anlamlı ve isabetli bir adım bence.

Başta sayın Sobacı olmak üzere TRT yetkililerini tebrik ederken TRT İspanyolca ve TRT Farsça dijital haber platformlarının yakında yayın hayatlarına başlayacaklarını da belirteyim.

Not: Ramazan bayramınız mübarek olsun. Başta deprem bölgesindeki kardeşlerimiz olmak üzere herkese sevdikleriyle sağlıklı, huzurlu bayramlar diliyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.