Altından da kıymetli, paha biçilmez değeri olan ve korunması çok pahalı ve zor olan Anadolu Vatanımızı ebedi yurt yapan Ecdadımızı rahmetle anıyoruz! Çünkü Vatansız ve güçlü Devletsiz Din yaşanamaz, Canlarımız, Namuslarımız ve Nesillerimiz asla korunamaz!
Anadolumuz’da Ümmet ruhuyla kurduğumuz Devletlerimiz hep içerdeki Haşhaşiler (Batınıler), Siyonist Yahudiler ve Haçlılarla ittifakları sonucu Suikast ve Silahlı darbeleriyle güçsüzleştirerek yıktırılmıştır!
Alpaslan, Melikşah, Fatih, Yavuz, Genç Osman, Abdulaziz ve en son Abdülhamid gibi nice Kahraman Sultanların Silahlı İhtilal, suikast, hastalık veya zehirlemelerle iktidarlarına son verilmiştir! Ama Devletlerimizi yıkanların sevinçleri hep kursaklarında kalmış yerine daha güçlü Devletimizi kurmayı başaran bir Milletiz elhamdülillah!
En son Osmanlı Cihan Devletini içerden yıktıran dış güçlerin sevinçleri genç Türkiye’mizin kurulmasıyla yine kursaklarında kaldı! Ama şer mihraklar yılmadılar boş durmadılar! İçeriden Silahlı Darbeleri tezgâhlayarak 1960, 1971, 1980 ve 1997 yıllarında tam 4 darbe yapıp Milletin seçtiği İktidarlara Büyük Şeytan İzrail, ABD ve AB adına son verdiler!
Yüzde 57 oyla gelmiş Başbakan Merhum Adnan Menderes ve Dış İşleri ve Maliye bakanlarını asarak Milli Eğitim Bakanını Zehirleyerek Şehid ettiler! Ve İdamları ve ihtilalin tarihi olan 27 Mayıs’ı Ülkede Resmi Tatil yapıp, Bayram olarak kutlattılar!
Yirmi sene sonra 12 Eylül 1980 yılında de İsrail’in aleyhine yapılan şahsımızın da severek ve şerefle katıldığı “Büyük Konya Mitingi’ni” bahane ederek yine Silahlı Kuvvetlerimizin içinde bir güruh eliyle darbe yapıp Halkımızın İktidarına son verdiler!
TBMM’deki Siyasi Partileri kapatarak Liderlerini Cezaevlerinde mahkûm ettiler! Milli Kahramanımız Şehid Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimiz gibi sağ-sol ayırmadan on binlerce gencimizi hapishanelerde ve bir kısmını da İdam sehpalarında yok ettiler!
Darbelere doyamayan bu ABD’nin içimizdeki bir avuç maşaları ve 5. Kol faaliyeti yürüten bir kısım medya eliyle 1997’de yine İzrail Aleyhine bir tiyatro bahanesiyle Sincan sokaklarında tankları yürüterek korku salmak suretiyle Yargıyı kullandılar! Dost ve Postmodern darbeyle yine Halkımızın seçtiği Koalisyon İktidarını devirip Ülkemizin Başbakanı Merhum Şehid Prof. Dr. Necmeddin Erbakan Hocamızı ve bizleri yasaklayarak İktidar partisini kapattılar!
Asrımızın Firavunları Sihirbazları bir kısım medyanın Şantaj, Montaj, Yalan ve İftira bombardımanlarıyla ve baskıyla hakkımızda İdam dahil yüzlerce dava açtırdılar! Ömrünü Milli bir Dava olan “Yeniden Büyük Türkiye!” idealine adamış Muhterem Erbakan Hocamızı altmışa yakın İl Başkanımızı yolsuzluk iftirasıyla davalar açarak mahkum ettiler! Ama tüm bu baskılar sonuç vermedi.
Bugün bazı insanlar bilmeden araştırmadan ‘’28 Şubat’a siz sebep oldunuz!’’ diyerek bizleri haksız yere itham ediyorlar. 28 Şubat darbesine biz sebep olduysak diğer darbelerin hiç birinde biz yoktuk.
Bizden sonra kurulan ve kapatılan Fazilet Partisi döneminde de yoktuk! Ak Parti’nin kapatılma davasında da biz yoktuk! 90’lı yıllarda heyecan yüklüydük, kötü gidişatı durdurmak için haykırmak gerekiyordu ve “Nereye bu gidiş?” diyerek haykırdık! Hakk adına Hakk için güçlü şekilde haykırdık. Haksızlık ve zulüm karşısında öfkesi ve heyecanı olmayan kişi gerçek bir mü’min olabilir mi? Uyuyan bir toplumu uyandırabilmek için ‘’masaj’’ gerekliydi. Heyecanlı ve düşündürücü sohbetlerle ‘’masaj’’ yaptık. Yapılan yanlışlara tüm sertliği ve yalınlığı ile tepki koyduk.. Belki yüzlerce belki binlerce kez konuştuk, dertleştik, halkımızın ayağına gittik... Biz gidemediysek dava gönüllüleri kasetlerimizi taşıdı, ülkemizin her köşesine...
Çok şükür ne yaptılarsa şer çevrelerin karanlık planları, Milletimizin teveccühü ile Merhum Hocamızın sadık talebesi Kasımpaşalı Tayyib Erdoğan Liderliğinde Millet iktidarının en güçlü döneminde aşıldı. Bu dönemde de teşebbüs ettikleri 15 Temmuz darbesinde ise Milletimiz kendi iktidarına sahip çıktı.
Bu Darbecilerin ve Darbe destekçisi medyanın taarruzlarına, eğilmeden en uzun dayanan Lider Erbakan ile talebesi Erdoğan olmuştur! Sohbetlerine başladığımız 15 yaşımızdan itibaren tam Elli yıldır yanında Şahidi ve talebesi olduğum Erbakan Hocamız Siyasi Mücadelesinde tam Otuz yıl Devletimizi Maddi ve Manevi sahada güçlendirmek için gece gündüz Oto Yolları, Hızlı Trenleri, Modern Havaalanları, Hastahaneler, Okullar, Üniversiteler ve en mühimi SİHA, Tank, Savaş Gemileri, Savaş Uçakları üretimi olan Silah sanayi gibi tüm Planları projeleri hazırladı ama Darbeler sebebiyle çoğunu uygulayamadı!
Ama Talebesi Tayyib Erdoğan Liderliğindeki Kadrolar bu plan ve Projelerin tamamını Yirmi Yılda tüm siyasi, silahlı ve yargı darbe teşebbüslerine ve gayri Milli Muhalefete rağmen hayata geçirmeyi Allah’ımızın lütfuyla başardı ve başarmaya devam ediyor!
İşte Katil İsrail ve Emperyalist Ülkelerin uykusunu kaçıran bu devasa Milli Hamlelerden çıldıranlar Sosyal Medya yalanlarıyla, iftiralarla ve hakaretlerle halkımızı aldatma, suni gündem oluşturma peşindeler. Biz bunlara vatan aşkımızı, Şevkimizi, Kardeşliğimizi, Birliğimizi, Din ve Devlet Sevgimizi arttırarak cevap verdik ve vereceğiz.
Filistin’de İzrail’in Silahlı, Ülkemizde sözcüsü Siyonist Medya saldırılarının cevabını ve tüm Yeryüzündeki yüz yıllık Siyon-Emperyalist Haçlı Masonik zulümlerin sonunu Alpaslan’ın ve Selahaddini Eyyübilerin torunları Sünni’siyle Alevi’siyle Türküyle Kürdiyle birleşerek gerçek bayramlara dönüştüreceğiz İnşallah!
Tüm Siyasi ve Silahlı Darbelerin Şehidlerini, gazilerini ve mazlumlarını rahmetle anıyorum.
Özellikle Dünya Siyonizm’inin korkulu Rüyası Merhum Prof. Necmeddin Erbakan Hocamı ve vefat eden tüm ekibini Vefatının 13. Yılında rahmetle, saygıyla ve Fatiha’yla anıyoruz.
Allah’ımız, Mekanlarını Sevenleriyle beraber Cennet eylesin. Hayatta olan tüm talebelerini ve sevenlerini yüz yıllık ağır bedeller ödenerek elde edilen İmani, ilmi, siyasi, sanayi ve Hukuki kazanımları korumak ve asla kaybettirmemek için ayrılmadan, bölünmeden aynı safta omuz omuza birleşerek Merhum Hocamızı sevindirebilmeyi lütfetsin! Amiin.