AFAD'ın kadın kahramanları, ilk görevlerinde enkaz altındakilere nefes oldu
Kentte yaklaşık 6 ay önce eğitimlerini tamamlayıp göreve başlayan Buse Gül Çayırlık, Çağla Kirik, Esmegül Ünsal, Elif Bütün, Dilan Ontaç ve Esra Dübüş, "asrın felaketi" olarak nitelenen depremlerin ardından Erzurum AFAD'daki 80 kişilik ekiple Hatay'a gitti.
Arama kurtarmadaki ilk görevlerinde cesurca enkaz altına girip çok sayıda kişinin kurtarılmasını sağlayan kadın kahramanlar, kente döndü.
Kadın arama kurtarma ekibi, ilk görev yerleri olan deprem bölgesinde yaşadıklarını anlattı.
Arama kurtarma ekibindeki Esra Dübüş, gazetecilere, önceden hemşire olarak görev yaptığını söyledi.
"Hiçbir şekilde aklımıza yemek, dinlenmek gelmedi"
İnsanlara yardımcı olmayı görev değil hayata geliş amacı olarak gördüğünü ifade eden Dübüş, şöyle konuştu:
"Masabaşı çok farklı işleri kadınlara layık görüyorlar ama arazide çalışmayı ve can kurtarmayı tercih ederim. Elimizden geldiğince ekip arkadaşlarımızla her enkaza ulaşmaya ve yardım taleplerini karşılamaya çalıştık. 1 saatlik uykuyla hatta dinlenmeyle gecelerimizi geçirdik. Hiçbir şekilde aklımıza yemek, dinlenmek ve başka bir şey gelmedi. Her binadan ses geliyordu. Kesinlikle kendimizi düşünmedik. 4 aylık gebe olarak gittim, bana 'geride kal' ve 'yapma' diyenler olmasına rağmen hiçbir şekilde asla geri durmadım. Bir can da bir candır, deyip arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımızı sürdürdük. Canlıya ulaşabilmek için canımızın tehlikeye düştüğü durumlar oldu."
Enkazda, çok yüksek katlı binanın en alt katında bir canlıya ulaştıklarını dile getiren Dübüş, kadınlar olarak deprem bölgesinde büyük bir cesaret gösterdiklerini anlattı.
Esmegül Ünsal ise Elazığ depreminde enkazda canlıların olduğunu gördükten sonra bu mesleği seçtiğini belirtti.
"Orada bulunmamız güzel bir sonuçtu, kadınlar her işi başarabilir"
Depremin ardından hızlı bir şekilde yola çıkarak enkazda çalışmaya başladıklarından bahseden Ünsal, "Bizim için yaşanılması gerçekten çok zordu. Oraya gidildiğinde hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değildi. Etraf karanlık, insanların duygu ve düşünceleri ağır basıyor, onlara koşmak gerekiyor. Altta o kadar can var ki, onlar bize bağırıyor 'kurtarın' diye. Biz de bir şekilde enkazlara koşmaya çalıştık. Canlı çıkardığımız, üstleri müsait olmayan insanlar da oldu. Orada bulunmamız güzel bir sonuçtu. Kadınlar her işi başarabilir, bu meslekte de özellikle daha güzel başarılar elde edebilirler." diye konuştu.
Dilan Ontaç da insanlara yardım etmeyi sevdiğini ve mesleğe bu yüzden başladığını aktardı.
İlk enkaza girdiğinde "Sesimi duyuyorsanız üç kere bir yere tıklatın." diye seslendiklerini ve bunun üzerine ses aldıklarını söyleyen Ontaç, "35-40 yaşlarında bir kadın vardı, beni çok etkiledi. İlk göz göze geldiğimde ailem aklıma geldi. Çünkü Erzincan da afet bölgesi olduğu için burada benim annem de olabilirdi, diye düşündüm. Onun için çok duygulandım." dedi.
Elif Bütün ise eğitimlerdeki durumların, gerçek hayatta karşılaştıklarıyla çok farklı olduğuna işaret ederek, "Olay karşısında tepki verme süremiz, üzülme, ortama alışma gibi bir şey olmadı. Sanki oradaki insanlarla aynı duyguları paylaşıyorduk. Biz de kötü durumdaydık. Kız arkadaşlarla cihazları alıp enkazlarda gezdik, ses dinledik ve canlıların yerlerini tam tespit edip ekipleri yönlendirdik. Çoğu zaman çıkarabiliyorsak kendi imkanlarımızla çıkardık." şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.