Abdurrahman DİLİPAK

Abdurrahman DİLİPAK

Musk’un mu burnu daha uzun yoksa Pinokyo'nun mu ?

Musk’un mu burnu daha uzun yoksa Pinokyo'nun mu ?

Biliyorsunuz, Haziran ayının ortasında Hakkari’ye kar yağdı. Biz ne diyorduk, Küresel ısınma yalan. Güneş sistemimizde bin yılda bir olan (ötesini bilmiyoruz) bir olay var. Manyetik kutup ters yönde yön değiştiriyor. Kanada’nın kuzeyinde buzullar erirken, Sibirya’nın kuzeyinde dev buzullar yükseliyor. Bu manyetik kutup değişiklikleri depremleri, fay hatlarını, volkanları etkiler, bu etki de iklimleri etkiler.

Peki bizim artık iklim bakanlığımız da var ama, bu konuda bakanlığın ya da bilim kurulunun bir açıklamasını duydunuz mu? Onlar iklim ajansının söyledikleri tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyorlar. Onun için onlardan bu konuda bir açıklama duyamazsınız. Media’mız, meslek örgütlerimiz, Akademilerimiz de zahmet buyurup bu konuyu sorgulamazlar.

Ha bu arada, sahi Elon Musk Mars'a asansör kurmaya çalışıyor (!?) da, neden hiç Schuman Rezonansından ya da Van Allen kuşağından sözetmez. Ya hu, sizin kompenentleriniz, Mikro Chip’leriniz, Mainboad’larınız uzay’ın derinliklerinde çalışmaz. Sizin pilleriniz bir otomobili Ankara’ya kadar zor götürüyor. Uzaydaki gece-gündüz ısı farkına nasıl dayanıyor o elektronik sistemleriniz, pilleriniz. Ama haklısınız Allah’ın kelamını bile sorgulayan bu insanlar sizin sözlerinize şartsız inanıyorlar. Aşı olun dediniz en çok da cami cemaatı inandı sözünüze, hocalar cemaatlerini inandırmak için ayeti, sizin iddialarını isbat için delil gösterdiler. Kollarını uzatıp o ne idüğü belirsiz ölümcül sıvıları vücutlarına enjekte edilmesine izin verdiler. O mikrop yuvası sentetik maskelerle ağızlarını burunlarını kapatıp, daha az oksijenle daha sağlıklı yaşayacaklarına kendilerini inandırdılar. İşin ilginç yanı, bu felakete en az maruz kalan batılılar oyunun farkına vardılar ve seslerini yükseltiyorlar. Türkiye süreç içindeki en kötü örnekti. Ankara, DSÖ’ye ayrıcalıklı bir statü tanıdı. Muafiyetler verdi ve onları diplomatik dokunulmazlık hakkı tanıdı. Tabi bunun sonucu İslam dünyası, Türk dünyası, Afrika’daki mazlum milletleri bu tıbbi cinayet koplosuna kolaylıkla inandırdılar.

Bazı işler için birilerinin kurnazlığına da gerek yok. Birilerinin ahmaklığı beklenen sonucu gerçekleştirmek için yeter de artar bile. Buna en çok “eğitilmiş sınıf” destek verdi. Öyle ya “cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür.” Kullanmadıkları akıllarını küçük menfaatler karşılığı efendilerine kiraya verdiler ve sonuç ortada. Sahi Pinokyonun mu burnu daha uzun Musk’un mu?

Şimdide Elon Musk, NeuraLink müjdesi veriyor. Diyor ki, ''beyin fonksiyonları eksiksiz fakat bedeni açıdan fiziki yetersizlik içindeki engelliler için çözüm üreteceğiz.'' Her zaman olduğu gibi, “ağuyu altın tas içire sunuyorlar, bal da onun suç ortağı”.
mRNA’da aynı şeyi yapmadılar mı? Hem bedava Kobay yaptılar milleti, hem de ilk kez denenen ne olduğu belli olmayan bir sıvı hakkında üreticiye hukuki muafiyet sağlarken kendi halkından yabancıları ve kendilerini koruma adına ONAM aldılar.
Niye ölümcül bir hastalığa karşı korunmak için.
Meğer o sıradan bir gripmiş, ölümcül filan değil. Asıl ölümcül olarak şifa / deva diye sundukları o sıvı ve ilaçlarmış.

Tarihin en büyük cinayet örgütü ile karşı karşıyayız. Bu olup bitenler bir Bio-Terördür. Tıb, terör için araç olarak kullanılmıştır. Siyaset, bürokrasi, Media, Akademi, iş dünyası bio terör için aracılık mı yapmıştır? Yargı bu olanları görmemiş, duymamış, bilmezden gelmişti. Şimdi Elon amca, NeuraLinklerle ilgili hayvanlarda testleri tamamladık, sıra insanlarda diyor. mRNA için de öyle demişlerdi ama meğer mikrobu bile izole etmemişler, izole etmedikleri mikroba aşı ve ilaç üretmişler. Meğer mRNA aşı da değil, gen manipülatörü imiş. Musk bazan doğru şeyler söylerken, ikili mi oynuyor olabilir mi?

Sahi bu Nano Chipleri sağlıklı hayvanlarda mı denediler, engellilerde mi? Sağlıklı hayvanlarda denediğiniz bir Chip’i nasıl engelli insanlarda kullanacaksınız. Yoksa engellileri sağlıklı insanlarda deneylemek için kobay olarak mı kullanacaksınız? ONAM da alacak mısınız?. Denemeler 2023 de başlayacakmış. Türkiye’den kimlerle anlaştınız? Siyaset, bürokrasi, Üniversite, Şirket, Media, STK, Akademi, herkese ulufelerini dağıttınız mı?. Tarım bakanlığından Sıvas’ın Kangal ilçesindeki kurt köpekleri ve Bursa Karacabey harasındaki atlar için de izin almıştınız. İnsanlar için sağlık bakanlığından onay tamam mı? Biliyorum Dijital dönüşüm ofisi ve sağlık bakanlığın stratejik eylem planında bu deri altı uygulamalar için zaten bir açık kapı bırakmıştınız daha önceden. Yani minareyi çalacak olanlar çoktan kılıfını hazırlamışlardı. Ama uyarırım, bakın, uysal atın çiftesi pekdir. Bizi “ucuz asker” olarak kullandınız Kore’de, ama “ucuz kobay” olarak da kullandınız yarım asır sonra. Bakarsınız bunların faturalarını topluca ödemek zorunda kalır birileri.

Ben “kafanıza Chip takacaklar ve sizi siber köleler olarak kullanacaklar, icabında tek tık’la hayatınız da sonlandırılabilecek” dediğimde birileri alaya almıştı. O gün geldi. Yine “hastalara şifa” bahanesi ile işe başlıyorlar. Bunun için fetva bile alabilirler. “Zaruret mahzurları giderir.” Sonunda bir kez oltayı yuttuğunuzda zaten onlar için sonrası kolay. Zira “oltayı yutan balık yem istemez”.

Bakın MicroChip’i ortadan kaldırıyorlar ve NanoChip’e geçiyorlar. NanoChip’le üretilecek yeni bilgisayarlar tek bir sisteme bağlı çalışacak Quantum bilgisayarlar olacak. Onlar da Yapay zeka’ya bağlı çalışacak. Quantum bilgisayarların mülkiyeti olmayacak, “İntifaı” olacak. Yani kiralayıp yararlanacaksınız. MicroChip’le üretilmiş bütün eski sistemler bir süre sonra çöp olacak. Zaten Quantum bilgisayarlar kolaylıkla onlara nüfuz edip, onları işlevsiz hale getirebilecek. “Yapay bilinç”i ise NanoTüp’le çalışacak ve tüm dünyadaki yapay zeka sistemleri Yapay bilinç tarafından yönetilecek.

Bu NeuraLinkler engelliler için değil. Bu yapı onlardan kurtulmak istiyor. Onları kobay olarak kullanıp BioHacker’ler tarafından kritik eşikte resetleneceklerdir. Bunların sağlıklı insanların varlığına tahammülleri yok ki, engellilerin derdi ile dertlensinler. Bu proje bir nesnelerarası network/iletişim projesidir. Projenin adı IoT (Nesnelerin interneti. Internet of Things, IoT). Bu projede, makine, insan ve hayvan, nesne olan her şey bilgisayar üzerinden bir network ile birbirine bağlanacak ve iletişim kurabilecek.

Bu konu özetle şöyle tanımlanmaktadır: “Fiziksel nesnelerin birbirleriyle veya daha büyük sistemlerle bağlantılı olduğu iletişim ağı üzerinden diğer akıllı (!?) cihazlar, nesne ve sistemlere bağlanmak, veri alışverişi yapmak için sensörler, yazılımlar ve diğer gömülü yazılım ve sistemlerle. internet altyapısı üzerinden birlikte çalışabilmesi ve bu arada katılanların toplamından daha büyük sinerjik katma değerler oluşturulması için düşünülmüş kollektif tekil bir sistemdir. Ayrıca "Askerî nesnelerin interneti" üretilmiştir. Global savunma networkü için altyapı oluşturulmaktadır. Birden çok teknolojinin, gerçek zamanlı analitiğin, makine öğreniminin, emtia sensörlerinin ve gömülü sistemlerin yakınsaması sonucu, geleneksel gömülü sistemler, kablosuz sensör ağı, kontrol sistemleri, akıllı ev, otonom araçlar, tarım alanları ve şehir otomasyonu ve diğer alanlar, nesnelerin internetini etkinleştirmeye katkıda bulunur. Amerikan Federal Ticaret Komisyonu nesnelerin internetini "günlük kullanımımızda olan nesnelerin internete bağlanıp veri gönderip alması kabiliyeti" olarak tanımlamıştır.''

Evet, İnsan din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetinden bağımsız bir NESNE olarak bu sisteme katılmakla GENDER diye tanımlanan bir GENOM’a, biyolojik bir organizmaya indirgenmiş olacaktır. Bu konuda global bir network için yerde mobil otonom ve sabit sistemler için yerde, yatay iletişim için 5G+’a ihtiyaç vardır. Hava’da ise StarLinklere ihtiyaç vardır. NeuraLink bu yapıda GENDERlerin sisteme entegrasyonu için gerekli bir ConnectCard görevi görecektir.

Hey genç adam, MeteVerse’de uçmaya hazır mısın? Kendi Avatarlarını üreterek her cinsiyet ve karaktere dönüşebilirsin. Onun için bugünden LGBT+ ile senin şuuraltını yeni dünya düzenine alıştırmaya çalışıyorlar. Kendi iddialarına göre Sevabın ve Günahın olmadığı bir dünyaya çağırıyor Lucifer ve Lilith seni.

“Ruhunu gömleğini çıkarır gibi çıkartabilirsin, cinsiyetini de” diyorlar sana!. Ruhsuz insan istiyorlar Ademoğlunun ruhaniyetle bağını kopartmak için. Size şu soruyu soruyorlar: ''Lucid Dream ya da Uzayın derinliklerine Astral yolculuğa hazır mısın?''
Dikkat Şeytan seni cehennemin kapısına bırakıp kaçmasın.

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman DİLİPAK Arşivi