Hayatımız hep seçimle geçiyor!
Semt seçme, ev seçme, eş seçme, isim seçme, elbise seçme, yiyecek ve giyecekleri seçme, hatta kefen ve kabir yeri seçmeye kadar ömrümüz boyunca hep; önümüze konan seçeneklerden tercihlerde bulunmak durumunda kalıyoruz!
Ev alırken bir uzmana, elbise seçerken bir arkadaşımıza, sebze alırken pazarcıya, evlenirken eşe-dosta çevreye soruyoruz da, vatandaşlık görevimizin en önemli sorumluluklarından biri olan yöneticimizi seçerken ehline müracaat etmeyecek miyiz?
Hele ki bu seçimler içinde önemini hala tam manasıyla kavrayamadığımızı düşündüğüm en mühimlerinden biri olan bizi yönetecek idarecimizi seçmek konusunda daha da duyarlı ve hassas olmamız lazım değil midir? Muhtarlıktan başlayıp, Belediye Başkanlığı seçimine kadar devam eden aday seçimlerinde de her konuda olduğu gibi İslami Kriterleri ve seçme-seçilmenin fıkhına vakıf olmamız üzerimize düşen öncelikli vazifelerdendir!
Vatandaşlık görevlerimizin içinde en önemlisi seçme ve seçilme sorumluluğumuzdur!
Okullarımızda, vatandaşlık dersleri içinde “Seçme ve Seçilme Sorumluğumuz” başlıklı konu okutulsaydı; vatandaşlarımızın isabetli oy vermeleri sağlanmış olurdu. Ve her siyasi partide “Ehliyet, Liyakat, Emanet ve Sadakat” ilkeleri doğrultusunda aday çıkarma yarışına girerdi!
Eğer bu işin İslami fıkhını ve fikrini tam olarak bilebilseydik üç koyunu teslim etmeyeceği kişilere; mahallesini, köyünü, ilçesini, ilini ve ülkesini teslim ederek yanlış oy kullananların sayısı asgariye inerdi.
İnsanımızı oy verme bilinciyle eğitseydik, milyarlarca masraflarla yapılan israflı seçim çalışmalarına ihtiyaç olmazdı!
Yarın; “oyyy anam oyy!” dememek için, oylarımızı kullanırken hangi kriterlere uyacağımızı çok iyi bilmemiz gerekmiyor mu?
“Allah (cc), emanetleri; emin, ehil ve liyakat ve sadakat sahibi kişilere vermenizi size emrediyor.”(Nisa/ 58) İlahi mesajı tüm mü’minlere değiştirilemez ve tartışılamaz ilahi bir ölçü değil midir?
Sevgili Peygamber (s.a) Efendimizin “İnsanlar idarecilerinin dini üzeredir! İşler, görevler, makamlar ehliyetsiz, liyakatsiz, yalancı ve hain kişilere verildiğinde kıyameti (kavga, kaos, fitne, zulüm, ihanet vs.) bekleyiniz.” Hadis-i Şerifi’ne göre dünya ve ahirette barış, huzur içinde yaşamanın yolunun idarecilerimizi ehil, emin ve sadık kişilerden seçmemizle mümkün olacağını ne zaman idrak edeceğiz?
Okullarımızda ders olarak okutulmasını önerdiğimiz “Vatandaşlık Hak ve Görevleri” kitabında yer almasını istediğimiz “Ehliyet, Liyakat, Emanet ve Sadakat” ilkelerinin özeti olan İslami, İnsani, Vicdani ve Cüzdani İlkeleri aşağıda Ayeti Kerimenin ışığında özetliyoruz!
“ (Ey Resulüm!) Servet, hanedan ve İktidar sahibi diye bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine Ayetlerimiz okunduğunda ‘Bu eski insanların masalları!’ diyen kişilere sakın uyma ve değer verme!” (Kalem S.10—16) İlahi Mesajlarında görev ve değer verilmeyecek, iltifat edilmeyecek, yani asla desteklenmeyecek, kişiler şöyle sıralanmaktadır;
- Sözünde durmayan, yalanı meslek edindiği için lüzumsuz yere yemin üstüne yemin eden Kezzab!
- İkiyüzlülük edip söz taşıyan, tefrikadan ve ihtilaftan zevk alan Nemmam! (Arabulucuk yerine daima Arabozuculuk yapan)
- Hayra ve hayırlı işlere hep engel olan, iyiliği daima önleyen, İslâmî ve ilmi faaliyetlere engel olan, merhametsiz ve cimri!
- Günaha dadanmış, bilerek günah işlemekte ısrar eden, (müfteri, yalancı, hırsız, rüşvetçi, faizci, sarhoş, zinakar, kumarbaz, uyuşturucu bağımlısı gibi büyük günahlar bataklığına dalan) Mücrim!
- Sevgiden, Saygıdan, Merhametten yoksun, kabadayı, ceberut, kötülük yapan Zalim!
- Kendisine İslam Sözleşmemizin Ana kaynağı Anayasamız Kur’an-ı Kerim ve Uyum Yasalarımız Sünneti Seniyyenin helal ve haramları okunduğu zaman: “(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır!” diyerek alay eden ve Kur’ani hükümler, günümüzde gereksiz ve geçersiz olan çağ dışı kurallardır diyen Kafir ve Münafık tipli kişiler!
Netice; Allah’ımızın biz kullarını uyararak duyurduğu bu kişiliksiz ve şahsiyetsiz kişilere iltifat ve itaat etmememiz ve asla oylarımızla desteklememiz; imanımızın, insanlığımızın ve vatandaşlığımızın gereğidir!
Ve her yerde gözüken ve görülen bu bukalemunlara karşı dikkatli ve uyanık olmamız gerekmektedir. Ayrıca tüm bürokraside, siyasi, sivil, teşkilat başkanı ve yönetimlerinde, milletvekili, belediye başkanı, meclis üyeleri hatta mahalle muhtarı adaylarının tespitinde ve onlara oy vermede, yukarıda maddelerde bir kısmı sayılan İslami kriterlere mutlaka uymamız gerekmektedir.
Bu İslami İlkeler Rabbımız Allah’ımızın (c.c) kesin emridir. Ve bu değişmez prensipler teşkilatların, yönetimlerin, iktidarların ve Devletlerin başarılı ve uzun ömürlü olmasını sağlar. Unutmayalım ki ezilen halkların hakkını korumak ve herkese adil davranmak emanet, ehliyet, Liyakat ve sadakat şuurundaki kadrolarla mümkündür. Allah (c.c), daim seçimle geçen hayatımızda daima temizi, güzeli, hayrı, Hakk’ı seçmemizi nasib etsin! Adayları seçici yöneticilerimize ve adayları oylarıyla seçecek seçmen kardeşlerimize bu İslami İlkelere uyarak tercih yapma ferasetini, basıretini ve hikmetini lütfetsin! Amiin
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi”nin uygulanması, Mukaddes Mescid-i Aksa’mızın, Filistin’imizin, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun.
Selam, sevgi ve duayla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.