17 yıldır muhasara altındaki Gazze›de açıkcezaevinde ambargolar ve yokluklar içinde, 75 yıldır Siyonizm’in, 107 yıldır da emperyalistlerin her türlü vahşeti altında yaşayan cümle Filistinli ve hassaten Gazze’li kardeşlerimiz; destansı direnişleriyle bizleri hem onurlandırıyor ve hem de utandırıyorlar.

Tüm dengeleri sarsan, bütün planları bozan 7 Ekim Aksa Tufanı ile ‘’Bismillah’’ dedikleri cihadlarıyla, üçlü şer cephesiyle cenk ediyorlar.

İlki Siyonist, Kabalist ve Satanist İTRAİL, diğeri; tüm ecramıyla üzerlerine çullanan Amerika’sı, Fransa’sı, Almanya’sı, Kanada’sı, Hindusu ve vs. nice belası ile cümle Ehl-i Salib olan HAÇLI ve bu ikisinden de daha tehlikeli olan ‘’dost’’ görünen ama kuzu postuna bürünmüş sırtlanlar kümesi olan MÜNAFIKLAR Güruhu!

Allahımız, cümlesini Kahhar İsm-i Şerifi hürmetine kahreylesin! İTRAİL’İ DE, HAÇLI’YI DA, MÜNAFIKLARI DA.

Ümmet-i Muhammed olarak ne hallere düştük Allah’ım!

13 aydır, bir avuç Gazzeli mücahid ve mücahidelere, yavrucaklara şefkat elimizi ulaştıramadık, yaralarını saramadık.

Gelen haberlere göre Gazze’nin Kuzeyine 1 Ekim 2024’ten bu yana tek bir lokma ekmek ve su dahi yardım gönderilememiş.

Orada kardeşlerimiz açlıktan ölmeye başlamışlar.

Ölen kardeşlerimizin naaşlarını bölgenin köpekleri ve kedileri yemeğe başlamış.

Vallahi içimizdeki beyinsiz duygusuzların vicdanları titremese de arş titrer! Arş!

Kürsi, üzerimize yıkılır!

Rahmet tecellileri kesilir de, bela, musibet, afet ve facialar üzerimize yağar!

Allah aşkına, Lillah aşkına ne zaman uyanacağız?

Allah aşkına, Lillah aşkına ne zaman harekete geçeceğiz?

Irak, Suriye ve Lübnan’dan sonra sıra bize gelince mi?

Diyarbakır, Hatay, Urfa’ya bombalar düşünce mi?

İmani, tarihi, insani ve vicdani sorumluluğunu bu ümmet ne zaman hatırlayacak, ne zaman?

Müslüman, Müslümana musallat olmayı ne zaman terk edecek ne zaman?

Müslüman Müslümana kini hasedi, yalanı, iftirayı ve düşmanlığı ne zaman terk edecek ne zaman?

(Ahmed bin Hanbel, Müsned, 36/657, no: 22320) nolu hadisinde yer aldığı gibi ne buyurmuştu Sahib’ul Mi’rac Muhammed Mustafa Sallallahualeyhi vesellem efendimiz; ‘’Ebu Ümâme radıyallahu anh Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Ümmetimden bir topluluk daima hak üzere olacak ve düşmanlarına kesin bir şekilde üstün gelecektir. Allah’ın emri gelinceye dek şiddetli geçim sıkıntısına düşmeleri durumu hariç muhalefet edenlerin muhalefeti onlara zarar vermeyecektir.” “Ya Rasûlallah! Onlar nerededirler?” dediler. O sallallahu aleyhi ve sellem, “Onlar, Beyti’l Makdis’te (Mescidi Aksa) ve Beyti’l Makdis’in etrafındadırlar.”

O şanlı cihadıyla biz Müslümanlar, Gül Muhammedimizin (s.a.v), fem-i Muhsin dudaklarından dökülen bu müjdelere nail olan Gazze’li yiğitler gibi bu kutlu cihada ve muştuya talip olmak için ne zaman yarışacağız ve cihada koşacağız ne zaman?

Kardeşlerim, Beyt’ul Makdis’te olamadık!

Gelin, bari Hadis-i Şerif’te buyurulduğu gibi; o hak üzere olan kutlu topluluğun ‘’etrafında’’ olalım!

Çevresinde, havlesinde olalım.

Arkasında, yanıbaşında olalım!

Fiilen olamasak da, olabileceğimiz her tasarrufla o kutlu topluluğun yanında olalım.

Siyaseten, ticareten, hukuken…

Ve zalimlere ve mallarına ekonomik boykota ısrarla devam edelim!

Şimdi Gazzeli bir Müslüman Dünya’ya bedel Elhamdulillah!

Dünya Direniş Merkezi Gazze’ye, itrail’in korkulu rüyası, şehadeti yaşamaya tercih etmiş Kassam’a ve başta Tayyib Erdoğan başkomutanımız olmak üzere tüm destekçilerine selam olsun!

Allahımız, Ellerimizle ve tüm imkanlarımızla zalimlerden intikam alsın, mazlumlara nusretini yine ellerimizle ulaştırsın ve bize buna layık olmayı nasip etsin. Amiin.

Rabbimiz Allahım; İmanımızı, Cihadi amelimizi, ilmimizi, anlama ve anlatma kabiliyetimizi artır.

Kalemimizi zalim, hain ve hasetçilerin fitne ve planlarına alet ettirme. Amin.

‘’Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle ...

Amiin.

Selam, sevgi ve duayla.